HAREM (BALE)
HAREM (BALE-DOB)
İzlediğim ilk baleydi, önceden Zorba'yı hedeflemiştim ama biletlerin satışa çıktığı gün gişeye gidemeyince hayal oldu. Ben de harika olduğunu duyduğum Harem'e bilet aldım. Zaten Fındıkkıran ve Giselle de dahil olmak üzere bu seneki bale gösterilerinin hepsi kapalı gişe, hepsi çok iyi yorumlar alıyor.
Batıya ait bir sanat bale... Ama anlatılan bizim tarihimiz ve ezgiler bizim ezgilerimiz. Öncelikle temsile ait en beğendiğim şeyin müzikler olduğunu belirtmek istiyorum. Harika melodilerdi ve orkestra on numara performansla çaldı. Koreografi ise hem müziğe hem de anlatıma çok uygun ve hem de çok yetkin bir elden çıktığı hissediliyor.
https://www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar/workdetail.aspx?EserKodu=13 Bu adresten konuyu okuyarak gitmenizi özellikle tavsiye ederim çünkü hiçbir replik, kimin adının ne olduğuna dair bir bilgilendirme temsilde yok, dolayısıyla kişiler arası bağları ve olayları rahat takip etmek için ön bilgilendirme gerekli. Osmanlı döneminden bir padişahın haremindeyiz, hangi padişah bilmiyoruz (önemli de değil) ama annesi oldukça baskıcı. Padişah portresini yaptırırkenki sahneye gelişiyle bunu anlıyoruz. Valide Sultan'a mektup getiren Kemal haremde Çeşmidil'e aşık oluyor, mektuplaşıyor ve haremden birlikte kaçıyorlar. Bu ilk perdenin ana hikayesi diyebilirim ama aslında esas hikaye bence Gülbeden'in hikayesi. Padişah Gülbeden'e vuruluyor ve hazırlatılmasını istiyor, hazırlanmasında bir hamam sahnesi var ki enfes. Gülbeden zeki olduğu için, oğlunu baskısı altında tutmak isteyen Valide sutan'a bir tehdit gibi görunüyor ve Valide Sultan'ın tepkisi büyük oluyor. Tüm aşkı, kızgınlığı, entrikayı, üzüntüyü, tarihi anlatmayı başardıklarını görebiliyorsunuz.
Balet ve balerinler koreografiyi çok güzel sergiledi. Özellikle Gülbeden'i canlandıran Özge Onat muhteşemdi. Nasıl anlatılır bilmiyorum, sahnedeki estetiği, anlatım gücü, hissettirdiği duygularla çok iyi bir balerin. Hamam sahnesi, padişaha gitmeden önceki solo dansı, padişahla dansı, padişahın etrafı sarılınca yaşadığı hüzün... Sadece görülerek anlaşılabilir. Giselle balesine sırf kendisi için bilet alacağım. Valide Sultan sanırım Özge Başaran'dı, o da harika ve harikaydı. Bu iki isim beni özellikle etkiledi ama tüm ekip çok başarılıydı.
İkinci perde ilk perdeden çok daha iyiydi. Özellikle koreografi olarak. İlk perdede olaylar sıralı akarken ikinci perdede aynı anda iki mekana ait sahnelerin arada transparan bir perdeyle verilmesi gibi kompleks düzenler oluşturulmuş. Eklenen solistin harika sesiyle müzik de bir üst seviyeye çıkıyor. Ayrıca şarkının duygusuyla balenin duygusu pekişmiş oluyor. Özellikle final sahnesi koreografisiyle bana da heyecan yaşattı.
Kostümler çok güzeldi, çok zarifti. Yeniçeri kiyafetleriyle bale yapılması bana ilginç göründü ama. Dekor çok işlevseldi, harem açılıyor ve kapandığında sarayın başka kısımlarına geçiliyor. Bazen de bahsettiğim transparan perdeyle sahne bölünüyor.
Sahneye konan tek Türk balesi Harem... Keşke başka Türk baleleri de olsa dedirtiyor, Ankara izleyicisinin de baleye duyduğu ilgi bu kadar yüksekken :) Ben Osmanlı'yı bir de böyle görün demek isterim.
İzlediğim ilk baleydi, önceden Zorba'yı hedeflemiştim ama biletlerin satışa çıktığı gün gişeye gidemeyince hayal oldu. Ben de harika olduğunu duyduğum Harem'e bilet aldım. Zaten Fındıkkıran ve Giselle de dahil olmak üzere bu seneki bale gösterilerinin hepsi kapalı gişe, hepsi çok iyi yorumlar alıyor.
Batıya ait bir sanat bale... Ama anlatılan bizim tarihimiz ve ezgiler bizim ezgilerimiz. Öncelikle temsile ait en beğendiğim şeyin müzikler olduğunu belirtmek istiyorum. Harika melodilerdi ve orkestra on numara performansla çaldı. Koreografi ise hem müziğe hem de anlatıma çok uygun ve hem de çok yetkin bir elden çıktığı hissediliyor.
https://www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar/workdetail.aspx?EserKodu=13 Bu adresten konuyu okuyarak gitmenizi özellikle tavsiye ederim çünkü hiçbir replik, kimin adının ne olduğuna dair bir bilgilendirme temsilde yok, dolayısıyla kişiler arası bağları ve olayları rahat takip etmek için ön bilgilendirme gerekli. Osmanlı döneminden bir padişahın haremindeyiz, hangi padişah bilmiyoruz (önemli de değil) ama annesi oldukça baskıcı. Padişah portresini yaptırırkenki sahneye gelişiyle bunu anlıyoruz. Valide Sultan'a mektup getiren Kemal haremde Çeşmidil'e aşık oluyor, mektuplaşıyor ve haremden birlikte kaçıyorlar. Bu ilk perdenin ana hikayesi diyebilirim ama aslında esas hikaye bence Gülbeden'in hikayesi. Padişah Gülbeden'e vuruluyor ve hazırlatılmasını istiyor, hazırlanmasında bir hamam sahnesi var ki enfes. Gülbeden zeki olduğu için, oğlunu baskısı altında tutmak isteyen Valide sutan'a bir tehdit gibi görunüyor ve Valide Sultan'ın tepkisi büyük oluyor. Tüm aşkı, kızgınlığı, entrikayı, üzüntüyü, tarihi anlatmayı başardıklarını görebiliyorsunuz.
Balet ve balerinler koreografiyi çok güzel sergiledi. Özellikle Gülbeden'i canlandıran Özge Onat muhteşemdi. Nasıl anlatılır bilmiyorum, sahnedeki estetiği, anlatım gücü, hissettirdiği duygularla çok iyi bir balerin. Hamam sahnesi, padişaha gitmeden önceki solo dansı, padişahla dansı, padişahın etrafı sarılınca yaşadığı hüzün... Sadece görülerek anlaşılabilir. Giselle balesine sırf kendisi için bilet alacağım. Valide Sultan sanırım Özge Başaran'dı, o da harika ve harikaydı. Bu iki isim beni özellikle etkiledi ama tüm ekip çok başarılıydı.
İkinci perde ilk perdeden çok daha iyiydi. Özellikle koreografi olarak. İlk perdede olaylar sıralı akarken ikinci perdede aynı anda iki mekana ait sahnelerin arada transparan bir perdeyle verilmesi gibi kompleks düzenler oluşturulmuş. Eklenen solistin harika sesiyle müzik de bir üst seviyeye çıkıyor. Ayrıca şarkının duygusuyla balenin duygusu pekişmiş oluyor. Özellikle final sahnesi koreografisiyle bana da heyecan yaşattı.
Kostümler çok güzeldi, çok zarifti. Yeniçeri kiyafetleriyle bale yapılması bana ilginç göründü ama. Dekor çok işlevseldi, harem açılıyor ve kapandığında sarayın başka kısımlarına geçiliyor. Bazen de bahsettiğim transparan perdeyle sahne bölünüyor.
Sahneye konan tek Türk balesi Harem... Keşke başka Türk baleleri de olsa dedirtiyor, Ankara izleyicisinin de baleye duyduğu ilgi bu kadar yüksekken :) Ben Osmanlı'yı bir de böyle görün demek isterim.
bu blogu keşfettiğime çok sevinmiştim ta ki son yayının 2018de olduğunu göresiye kadar. Bu, son yayınınız sanırım. bir tiyatro delisi olarak sizi takip etmekten büyük keyif aldım devam etmeniz dileği ile..
YanıtlaSilBu eserin müziklerine nereden erişilebilir?
YanıtlaSil