YEDİ KOCALI HÜRMÜZ (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

YEDİ KOCALI HÜRMÜZ (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

Türk tiyatrosunun epey bilinen güzide bir eseri Yedi Kocalı Hürmüz. 27 Mart Dünya Tiyatrolar gününde izleme fırsatı bulduğum, potansiyeline ulaşamamış idare eder bir oyun olmuş. Oyun vodvil tarzında, benim hiç sevmediğim bir tarzdır ama türünün iyi örneklerinden olduğu kesin.

Öncelikle oyunla ilgili her kötü eleştirinin ve temsilin vasatlığının en büyük sebebi şarkıların playback olması. Playback nefret ettiğim bir şey, sesi yetersiz şarkıcılar yapıyor neyse de tiyatroda kullanılması oyunu basitleştiriyor. Oyunun girişi müzikal havasında şarkılı danslı başlıyor ve biz Hürmüz'ü ve kocalarını tanıyoruz. Yani eğer şarkı sözlerini anlayabilirsek... Ben ön sıralarda olmama rağmen çok az anladım arka sıralar hiç anlamamıştır. Halbuki koreografiler çok güzel hazırlanmış, dansçılar da fena değildi. Şarkılarda problem olmasa gerçekten harika olabilecekken tatsız bir şey olmuş.

Hürmüz ve Halis Kaptan
Sefere çıkacağı icin Hürmüz rahat.
Bekçi Memo çarşamba hariç nöbetçi.
Hurmüz'ün hapisten kaçan kocasını arıyor.

Hapisten kaçan koca Ömer
Berber koca, Hürmüz'ü çalıştığı evin hanımıyla kalıyor sanıyor.
Sadece salı günü görüşüyorlar.
Playback şarkı söylemedikleri bölümler oldukça iyi. Olaylar, karakterler biraz klişe, espriler çok komik değil ama sıkılmadan izledim. Çünkü oyuncular çok iyiydi. Hürmüz, Halis kaptan, bekçi, kadı, hapisten kaçan koca, Havva karakterleri çok iyiydi. Berber kocada çok sıkıldım, doktor karakteriyse hiç zevk vermedi. Diğer karakterler ve figuranlar ortalamaydı.

Hürmüz ve Safinaz
Hürmüz ve Doktor
Hürmüz 1800'lerde Taşkasap'ta yaşayan bir kadın. Safinazla konuşmalarından (Safinaz mahallenin çöpçatanı) birden çok kocası olduğunu anlıyoruz, hatta daha da fazlasıyla da evlenmeyi düşünüyor. Tabi resmi nikah diye bir şey yok, evlendirme ve boşandırma işlerinin dini nikah ve 3 kere 'Boş ol.' demekle gerçekleştiği dönemdeyiz. Kocaların hiçbirinin birbirinden haberi yok, Hürmüz çok güzel, işveli ve akıllı bir kadın olarak 6 erkeği birden rahatlıkla idare ediyor. Birden çok erkeği aynı anda idare etmenin toplum tarafindan nasıl adlandırılacağı malum. Ancak Hürmüz'ün asıl motivasyonu hayat pahalılığı. Her şeyin ateş pahası olduğ bir dönemde evlenmek için çeşitli hediyeler, gerdek için yüzgörümlükleri (ki hiçbir kocasıyla da gerdeğe girmiyor.) istiyor, kocalar arada eve geldiklerinde de ya erzak ya da hediye getiriyorlar. Böylece Hürmüz onları idare edebildiği yere kadar rahat bir hayatı garantilemiş oluyor. Ta ki doktoru görene kadar... Ona hemen aşık oluyor, doktoru hastalık bahanesiyle eve çağırdığında hisleri karşılıklı hale geliyor. Şimdi Hürmüz kocalarından boşanmalı, oğluna iyi aileden bir kız isteyen doktorun annesine kendisini kabul ettirmeli (Hürmüz pek çok yönden doktorun annesinin isteyeceği bir gelin değil, köklü bir aileden de gelmiyor) ve doktorun diğer talibi İclal'le mücadele etmeli. İclal'le karşılaştığı hamam sahnesi Tosun Paşa filmine gönderme yapıyor diyemeyeceğim, oradaki hamam sahnesinin hemen hemen aynısı :) Safinaz sürekli Hürmüz'ü uyarıyor ancak ona daha çok koca ayarlamaktan ve yakalanmaması için yardım etmekten de geri kalmıyor, sonuçta evlilik için istenen hediyelerden pay alıyor ve Hürmüz'ün dostu.

Hallaç koca ve karısı Havva
Senaryonun tıkanayazdığı, 'Şimdi kocalar birbiriyle karşılaşacak.' dedigimiz noktalarda Hürmüz hiç endişelenmeden çesitli oyunlar ve yalanlarla, cilveli hareketleriyle bu şapşal erkekleri oyalayarak işleri çözüyor. İlginçtir ona yardım edenlerden biri kocalarından birinin (hallaç olan Luleburgaz'lı koca) karısı Havva. Havva, kumasını bulup gözlerini oymaya geldiği Taşkasap'taki hamamda Hürmüz'le tanışıyor ve birbirlerini çok seviyorlar, hatta Hürmüz kocasının onu aldattığı ahlaksız kadını bulmak için yardım sözü veriyor, Havva Hürmüz'ün evinde kalıyor. Sonunda elbette her şey açığa çıkıyor, yine çeşitli oyunlarla kocalar boşanmaya ikna ediliyor ve Hürmüz ile doktor mutlu sona ulaşıyor.

Aslında sahneleme Hürmüz açısından oldukça eksik. Hürmüz her kocasına farklı davranan bir karakter, böylece kadınlardan neler beklendiğinin eleştirisini sunuyor. Ancak oyunda Hürmüz tüm kocalarına aynı davrandığından karakter ve metin tam yansımıyor. Bunun sebebi reji mi oyuncu mu emin değilim.

İlk perde yer yer sıkıldım, oldukça uzun ve olayların yavaş aktığı bir perdeydi. Aslında çok olay var ve sahneler nispeten hızlı değişiyor ancak dediğim gibi 1 buçuk saate yakın süre oldukça uzun geldi. (Oyunun totali 2 buçuk saat) Sahne geçişlerinde karakterler nadiren sahneyi terk ediyor, genelde sahneye yerleşik banklara oturup oyuna kenardan dahil olmayı sürdüryorlar. Bu reji dokunuşu hoşuma gitti. Oyuncuların oyundan çıkıp 'Müzik ver.' ya da 'Işığı al' gibi teknik ekiple konuşması da hoş ve komik eklemelerdi.

İkinci perde bariz olarak daha eğlenceli ve hızlıydı, olaylar hızla çözüldü. Ama genel olarak bir olmamışlık hissettim, daha eğlenceli bir oyun beklemiştim. Beklenti çok yüksek olmadan gidilirse daha iyi olur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İYİYİM (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

ÜÇ KIZ KARDEŞ (HAYAL PERDESİ)