Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YEDİ KOCALI HÜRMÜZ (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

Resim
YEDİ KOCALI HÜRMÜZ (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Türk tiyatrosunun epey bilinen güzide bir eseri Yedi Kocalı Hürmüz. 27 Mart Dünya Tiyatrolar gününde izleme fırsatı bulduğum, potansiyeline ulaşamamış idare eder bir oyun olmuş. Oyun vodvil tarzında, benim hiç sevmediğim bir tarzdır ama türünün iyi örneklerinden olduğu kesin. Öncelikle oyunla ilgili her kötü eleştirinin ve temsilin vasatlığının en büyük sebebi şarkıların playback olması. Playback nefret ettiğim bir şey, sesi yetersiz şarkıcılar yapıyor neyse de tiyatroda kullanılması oyunu basitleştiriyor. Oyunun girişi müzikal havasında şarkılı danslı başlıyor ve biz Hürmüz'ü ve kocalarını tanıyoruz. Yani eğer şarkı sözlerini anlayabilirsek... Ben ön sıralarda olmama rağmen çok az anladım arka sıralar hiç anlamamıştır. Halbuki koreografiler çok güzel hazırlanmış, dansçılar da fena değildi. Şarkılarda problem olmasa gerçekten harika olabilecekken tatsız bir şey olmuş. Hürmüz ve Halis Kaptan Sefere çıkacağı icin Hürmüz rahat....

HAMLET (İSTANBUL DEVLET TİYATROSU)

Resim
HAMLET (İSTANBUL DEVLET TİYATROSU) Geçen yıl Profesyonel'le hayran kaldığım Bülent Emin Yarar'ın, tek kişilik oyunu Hamlet'de de harikalar yarattığını okumuştum ve en çok görmek istediğim oyunlar listesine almıştım. Turne programında Hamlet görmek beni bu yüzden fevkalade mutlu etti, hemen biletimi aldım. Shakespeare'i ve Hamlet'ini kimseye anlatmama gerek yok sanırım. "To be or not to be" repliğini herkes duymuştur. Şiirsel bir dille duygularını, düşüncelerini, hayatı anlatan karakterler, harika kurgular yaratan Shakespeare'in en çok sahnelenen oyunlarından biri. Her sahnelenişinde, her yönetmen, her oyuncuyla yeniden yorumlanan Hamlet'i Işıl Kasapoğlu ve Bülent Emin Yarar'ın işbirliğiyle izlemek bir şans. Hamlet Danimarka kralının oğlu. O Almanya'dayken babasının ölüm haberini alıyor. Hemen ardından da annesinin amcasıyla evlendiğini öğreniyor, böylece Hamlet'in kral olması gerekirken amcası tahta geçiyor. Babasının hayaleti...

SHİRLEY (TEBDİLİ MEKAN PRODÜKSİYON TİYATROSU)

Resim
SHİRLEY (TEBDİLİ MEKAN PRODÜKSİYON TİYATROSU) Geçen sene Sahne Ankara'da izlediğim bir oyundu. Sumru Yavrucuk'u sahnede görmek için gittim, sıcak bir hikaye izleyip geldim. Shirley, çocuklarını büyümüş, evde ilgisiz kocasıyla baş başa kalmış yalnız bir ev hanımı. Bu ilgisiz kocanın ilgisizliği yer yer baya abartılsa da aslında çok evrensel bir durum, salondaki çoğu evli kadın Shirley'le hemen kendini özdeşleştirdi, bunu gülüşmelerinden, kafa sallamalarından, kendi aralarında fısıltılarından anladım. Zaten ülkemiz sürekli kendinden veren, tükenen, çocukları-eşi için her fedakarlığı yapan hatta mutsuz evliliklere katlanıp ömür tüketen kadınlarla dolu (bu oyun gösteriyor ki dünya bu kadınlarla dolu). Aslında hemen herkes oyunda özdeşleşecek bir şey bulabilir, özellikle de yalnızlığı. Monotonluk, hayatta yapacağı her şeyi yapmış olmanın getirdiği idealsizlik, ona hayat arkadaşı olamamış bir erkekle ve onun ihtiyaç ve kısıtlamalarıyla uğraşmaktan bıkmaya başlamış Shirley, ...

SATRANÇ (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

Resim
SATRANÇ (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Stefan Zweig'a hayranlığım geçen sene bu oyunun prömiyeri için büyük bir heyecan duymama sebep olmuştu ancak ilk yorumlar çok parlak olmayınca oyuna gitmeyi baya erteledim. Sonunda gittiğimde karşımda inanılmaz sıkıldığım bir oyun vardı, aslında üzerine yazmak bile istemiyorum. Yani 80 sayfalık olsa da çok şey anlatabilen, bir solukta okuyup önerdiğim herkesten de olumlu dönüt aldığım bu müthiş kitabı nasıl bu kadar sıkıcı ve başarısız sahnelemiş olabilirler? İlk kez bir oyunda "Ben sahnelesem daha iyi sahnelerdim." dedim. Satranç, Kürk Mantolu Madonna, 1984, Hayvan Çiftliği gibi ortalamanın çok üstünde geniş bir kitleye ulaşmış bir kitap. Benim kitapla ilk tanışmam yaklaşık 7 yıl önce lise kütüphanesinde oldu. İnsan psikolojisini öğrenmek diyemem ama anlamak isteyen hemen bir kitabını alsın ve o harika anlatım gücündeki sihirli kelimelerle bir başka insanın "ruhunun" derinliklerine adım atsın. Bir erkek bir kadının arzu v...

ÖDENMEYECEK ÖDEMİYORUZ (ANKARA SANAT TİYATROSU)

Resim
ÖDENMEYECEK ÖDEMİYORUZ (ANKARA SANAT TİYATROSU) Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan izlediğim ilk oyun Ödenmeyecek Ödemiyoruz. (Ama yazısını geç tamamladım.) İlk kez gittiğim bu tiyatroyu çok beğendim. Ulaşım açısından çok rahat bir yerde olması bir avantaj. İçerisi bana çok sıcak bir ortam sundu. Vestiyer yok, askılara eşyanızı kendiniz asıyorsunuz. Kafe çok uygun fiyatlı, oyunun öncesinde ya da oyun aralarında ev yapımı kek-çay ikilisine bir şans verebilirsiniz. Tiyatronun içiyse koltuk aralarının dar olmasıyla özellikle giriş çıkışlarda baya tıkanıyor. En ön sıra neredeyse sahneyle bitişik, oyunun iyice içinde gibi hissettiriyor. Devlet tiyatrolarında bile birkaç koltuk boş görürdüm, ama burada salon tam doluydu. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun muhalif ve kapitalist düzen karşıtı duruşuna mükemmel uyan, Nobel ödüllü Dario Fo'nun yazdığı oyunda, her şey zamlanmış ve zaten yoksul hayat yaşayan insanların alım gücünün çok üstüne çıkmış. Onlar da süpermarket önünde eski fiyat...

YANIK (İZMİR DEVLET TİYATROSU)

Resim
YANIK (İZMİR DEVLET TİYATROSU) "Zaman kafası kesik bir tavuk gibi çılgınca ortada dolanıyor, kesik baştan kan fışkırıyor ve biz o kanda boğuluyoruz." En beğendiğim tiyatrolar listesinde üst sıralarda yer alan bu müthiş oyun geçen sene Ankara'ya turne yapmıştı. Geçen sene uzun süreler bilet bulmanın mümkün olduğu bir oyundu, Ankara izleyicisinin dikkatini pek çekmemişti ancak gidemeyenler pişman oldular. Neyseki bu sene tekrar geliyor 😁 Geçen sene iki kez izlediğim oyun hakkında önceden yazacağım ki belki bilet almayacak birini gitmeye ikna ederim. Geçen yıl hakkında hiçbir şey okumadan sadece konusunu beğenerek gittiğimiz bir oyundu, beklentimiz yok gibiydi. Oyunsa boğazımızı düğümlendirdi, beynimizden vurdu, yaktı bizi. Oyun bitiminde iç çeken burunlar, şaşkın allak bullak yüzler ve üstünde düşünmeye değer bir hikayenin zihinlerdeki yankılarıyla salondan ayrıldı izleyenler. Söylediklerim ve söyleyeceklerim asla abartı değildir. Oyun müthiş, darmadağın ediyor. ...

İBİŞ'İN RÜYASI (ANTALYA DEVLET TİYATROSU)

Resim
İBİŞİN RÜYASI (ANTALYA DEVLET TIYATROSU) Bu sezonun 3. turne oyunu Antalya'dan geldi. Oyun Tarık Buğra tarafından yazılmış. Tarık Buğra denince Küçük Ağa, Osmancık, Yağmur Beklerken gibi romanları öncelikle akla gelse de aslında çok yönlü bir yazar. Özellikle Kurtuluş Savaşı süreci ve sonrasını dönem edebiyatında pek yer bulamayan halktan karakterlerle gerçekçi biçimde anlatması, yazım yeteneği ile önemli bir edebiyatçı. Ayakta Durmak Istiyorum, Patron gibi piyesleri de mevcutmuş. İbiş'in Rüyası ise aslında bir roman (hem de ödüllü) ancak Buğra tarafından oyunlaştırılarak sahnelere kazandırılmış. Shakespeare Zorda'dan çoğu izleyenin aşina olduğu oyun içinde oyun şeklinde, eğlenceli, hareketli ve bizden bir temsil. Ortaoyunu sanatçısı Naşit Özcan'ın hayatından esinlenilmiş, muhtemelen de Tarık Buğra'dan da esintiler olan oyun elbette romandaki tüm ayrıntıları sahneye taşımıyor. Ben özellikle karakter tanıtımında kitaptan bazı ekler yaparak aktarmaya çalışacağ...