Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TROAS (TEATR ANDREA)

Resim
TROAS (Teatr Andrea) 22. Uluslarası Tiyatro Festivali kapsamında izlediğim bu oyunu tanımlamak, yorumlamak benim için zor. Öncesinde okuduğum birkaç yorumla büyük beklentiyle gitmiştim, ama oyun genel olarak bana olmamışlık hissi verdi. Troas şu an Çanakkale sınırlarında bir antik kent. Oyunda 'Troas düştü." demelerinden ve 'Hades'in diyarından seslenmelerinden' anlıyorum ki sahnedekiler Troas'taki bir savaşta ölmüş kişiler. Biri yaşlı, biri daha genç, biri ise 10 yaşında çocuk. İsimleri de afişte: Hector, Priamos, Astyanax. Hepsi savaşla ilgili ve erkek olmanın anlamıyla ilgili bir sorgulama yapıyor. Yaşlı olan (Kerem Karaboğa) sahneye çıkıyor, üstünde hepsinde ortak olan beyaz bir kostüm var, bu kostüm onların kefeni. Oyunun tek dekoru olan küvetten kanlı bir ceket çıkarıyor. Ceketi sırtına atar atmaz, savaşın acıyla bittiğini ama acının savaşı bitiremediğini, savaş sayesinde insanlara katlanabildiğini ve daha fazlasını anlatmaya başlıyor. Bu arada ...

İYİYİM (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

Resim
İYİYİM (ANKARA DEVLET TİYATROSU) İyiyim, 0 beklentiyle gidip etkilenerek çıktığım, hak ettiği ilgiyi pek görememiş, kıyıda kalmış bir oyun. 2014 yılında premier yapmış,  Shakespeare Zorda, Alacaklılar ve en sevdiğim oyunlardan olan Satıcı'nın Ölümüyle birlikte. Bu bahsettiğim 3 oyun da gösterimden kalktı. İyiyim hala devam ediyor ama çok sayıda tiyatro izleyicisiyle buluşamadı sanırım. Oyunun yazarı Hüseyin Alp Tahmaz, bu oyun ve başka tiyatro metinleriyle ödül kazanmış bir yazar. Bu oyunda toplumdaki kadın rollerine ve kadın sorunlarına eğilmiş. "İyiyim, hayatına girmiş erkekler tarafından ablukaya alınmış bir kadının hikayesi. Babası, erkek kardeşi, patronu ve kocası arasında sıkışıp kalmış Ayşe, geçmişte ailece yaşadıkları acı bir olayın izini de taşımaktadır. Tüm bu acıların etkisiyle hayatını sürdüren Ayşe, büyük bir hata yaparak gelecek umudunu da yok eder. Ve onun için 'İyiyim' sözcüğü gerçek anlamını yitirmiştir artık." Devlet tiyatrolarının sitesi...

SON TANGO (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

Resim
SON TANGO (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Son Tango, 2015 yılında prömier yaptığında uzun süre kapalı gişe oynayan bir oyun olmuştu. Ben çeşitli sebeplerden oyunu ancak geçen sene izleyebildim, bu kadar geç izlememe de pek üzüldüm diyemem. Oyun 70'ler Arjantin'inde bir barda başlıyor. Darbe olmus, cunta yönetimi yabancılarla olan iş birliğinde halkını unutmuş, onu yoksulluğa, sefalete terk etmiş. Tango barında dans ederek hayatını kazanmaya çalışan Maria ve bu düzene dur demek isteyen devrimci Pedro birbirlerine aşık. Maria'nın annesi ise bu sefil hayattan Maria'nın zengin biriyle evlenmesiyle kurtulmak istiyor, bu yüzden fakir Pedro'yu damat almak istemiyor. Sefil hayat demişken insan onurunu kıran şeyler yapmak zorunda kalmalarını anlatmak istiyorum. Yani tango barındaki kızların bedenlerini de satmak zorunda kalmaları ya da umutsuzluk içindeki insanların barın iskelesinden kendini okyanusa bırakmalarını. (Oyunda da bunu anlatmak için iskele olarak düşünmeniz g...

İHANET (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

Resim
İHANET (ANKARA DEVLET TİYATROSU ) Muhteşem Diva'nın aksine İhanet bana yazma ve beğenimi paylaşma isteği veren sezonun yeni oyunlarından. Öncelikle fuayeye girer girmez o zamanlara dönmenize yardımcı olmak için planlanmış çığırtkanlar, afişler, eski plak çalar, fotoğraf çekilebileceğiniz 'Ankara Hatırası' köşesi sizi karşılıyor. Salonda da o dönemden radyo anonsları veriliyor. İşte bunlar rejisör Özen Yula'nın ince düşünmesinin sonucu, bana da özenli bir oyun izleyeceğimin sinyalini verdi. Oyunun başlangıç sahnesi oyunculuk olarak amatör, aman kötü bir oyun çıkacak derken sonra baya toparladı. Konu 1930'ların Samanpazarı'nda Sacide ve Macide adında iki kız kardeşin hikayesi. Sacide ve geleceği parlak Celal bey birbirine aşık iki nişanlı. Celal terfi alıp İstanbul'a gidince Sacide de zengin ama yaşlı Halim Bey ile vakit geçirmeye başlıyor. Başlarda aşkı ve Halim Bey'le evlenirse kavuşacağı rahat hayatın arasında kalıyor ama sonra seçimini yapıyo...

PARİS HAYATI (DOB)

Resim
PARİS HAYATI (DOB) Operet türünde izlediğim ilk temsildi, hem operet türünü hem de temsili çok sevdiğimi soyleyerek başlayayım. Operet opera ve tiyatro arası bir tür, bazen normal konuşuyorlar bazen de opera gibi 'besteli' konuşuyorlar. Tiyatrodan farklı tatlar almak isteyen operadan da sıkılanlar için ideal. Ankara DOB'da da bu yarıyılda  "Paris Hayatı" ve "Yarasa" operetleri sahneleniyor. Temsilin konusunu buraya yazmakla ugraşmak beyhude olur çünkü internet sitesinde ayrıntılı bir açıklaması var: # https://secure.dobgm.gov.tr/opera2013/weser2013.aspx?EserKodu=1720# Konunun çözümlemesini yapmak istemiyorum çünkü operada konudan ziyade sahne performansı ve beste daha ön plandadır. Jacques Offenbach'ın yazıp bestelediği 2 perde 2 saatlik temsilin dili Türkçe, bence bu önemli bir avantaj, surekli yazı okumak zorunda kalmıyorsunuz. Dekoru ve özellikle kostümleri çok çok çok beğendim, çok özenilmiş, sahne geçişleri de çok güzel düşünülmüş....

RUMUZ GONCAGÜL (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

Resim
RUMUZ GONCAGÜL (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Komedi oyunları beni güldürmüyor dedim ama bu sefer farklı, Rumuz Goncagül kahkaha garantili bir oyun. Gülsüm ve annesi İnsaf hanım, geçim sıkıntısı nedeniyle evlerinin bir odasını Sıtkı'ya kiralamış.  Gülsüm, Sıtkı'dan hoşlanıyor, Sıtkı da ona karşı boş olmasa da olumlu bir işaret de vermiyor. Bir yandan kızını zengin biriyle evlendirip daha rahat yaşamak isteyen annesini dinleyen, bir yandan da Sıtkı'yı beklemekten sıkılan Gülsüm, gazetenin çöpçatan köşesine 'Goncagül' rumuzuyla ilan veriyor. 200'den çok mektup alıyorlar, talip çok olunca onlar da ince eleyip sık dokumak için talipleri iyice eleyip bir de çeşitli oyunlarla tartmak istiyorlar ve eğlence başlıyor. Taliplerin hepsi birbirinden ilginç, hepsi birbirinden komik sahnelere gebe. Orta yaşlı, bakımlı, zengin Halet Nezaki; laz damat adayı Dursun ali; Müfit Mürted, Nuri Alçovari kötü karakter Refik. Oyunun yazarı Oktay Arayıcı, oyunu 'ça...

MUHTEŞEM DİVA (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

Resim
MUHTEŞEM DİVA (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Bu yılın yeni oyunlarından Muhteşem Diva'yı geçtiğimiz cumartesi izledim, yazmakta bu kadar gecikme sebebim hem yazacaklarımı toplamak hem de oyunun bana yazma hevesi vermemiş olması. Florence Foster Jenkins Oyun Florence Foster Jenkins'in gerçek hayat hikayesinden bir kesit sunuyor. Bu ilginç sanatçıyı biraz tanıyalım: Amerikalı ünlü bir bankacının kızı olarak 1868'de doğmuş,  küçük yaşlarda piyano eğitimi alarak müziğe atılmış.  Büyüdükçe şarkı söylemek isteyen Florence'a babası kızların yeri evdir diyerek karşı çıkınca o da doktor Frank Jenkins ile kaçarak evlenmiş. Eşinden frengi kapınca ondan boşanmış, bir süre piyano çalarak idare etmiş. Bu dönemde St.Clair Bayfield ile tanışmış ve New york'ta birlikte yasamaya başlamışlar. Babasının ölümüyle kendisine kalan yüklü miras ise onun özgürce şarkı söylemesini sağlamış. Bayfield'ın menajerliğinde konserler vermeye başlamış, pek çok klüp kurmuş ve New york sosyet...

BAŞ BELASI (ANKARA DEVLET TİYATROSU )

Resim
BAŞ BELASI (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Ankara devlet tiyatrosunun 2016-2017 döneminde sahneye koymayı seçtiği bu oyuna dair olabildiğince objektif olmaya çalışacağım ama en sevmediğim oyunlar listesinin başındaki bu oyuna karşı çok da merhametli davranamayacağım sanırım. Sam Bobrick'in yazdığı bu oyuna dair araştırmalarımda oyunun kara mizah tarzında olduğunu gördüm. Kara mizah çok sevdiğim bir türdür ama devlet tiyatrolarının sergilediği oyun karamizah tarzında asla değil. Kara mizah olmanın gereğini getirmiyor, bir şeyi eleştirdiği yok, bir mesaj kaygısı yok, seyircide düşünsel bir süreç tetiklemiyor. Belki oyun metni farklıdır, belki de karamizahtır. Bu pek çok kez sahneye konmuş bir metin, belki başka gösterimleri daha doludur. Devlet tiyatrolarının sahnelediği oyun pek de iddiası olmayan hatta oldukça sıradan bir absürd komedi. Bence oldukca saçma bir konu ve kurguya sahip oyunun olay örgüsü kısaca şöyle: Psikiatrist Anita Wells'in muayene odasına Ethan Steckler ism...

KONTRABAS (ANKARA DEVLET TİYATROSU)

Resim
KONTABAS (ANKARA DEVLET TİYATROSU) Yorgun ve mutsuz bir cumartesi gününde beni mutlu edeceğine emin olduğum tiyatro salonunda aldım soluğu. Sahnede ne olsa izlerim aslında ama ben iyi olduğunu önceden bildiğim oyunu seçerek işimi şansa bırakmadım. Oyunun yönetmeni Metin Belgin. 1992'de beri yani 25 yıldır bu oyunu kendisinin de oynadığını da hemen belirteyim. O zamalar 'Koku' romanını okuduğu Patrick Süskind'in 'Kontrabas' oyunundan da çok etkilenmiş. Hemen sahneye koymaya cesaret edemese de aklından da atamamış. Uzun uğraşlar sonucu oyunu sahneye koymuş, o günden beri de hem yönetiyor hem de oynuyor. Halen İstanbul devlet tiyatrolarında sahnede. Resimlerinden gördüğüm kadarıyla İstanbul dt'deki ve Ankara dt'deki dekor ve kostümler oldukça farklı. Bu oyunu Metin Belgin yorumuyla da izlemeyi çok isterdim. Ama Ankara izleyicisi Olcay Kavuzlu'dan izliyor. Hem de 24 yıldır bu karakteri oynuyor Kavuzlu. Onun mezuniyet ve Devlet tiyatrolarına g...