PARİS HAYATI (DOB)
PARİS HAYATI (DOB)
Operet türünde izlediğim ilk temsildi, hem operet türünü hem de temsili çok sevdiğimi soyleyerek başlayayım. Operet opera ve tiyatro arası bir tür, bazen normal konuşuyorlar bazen de opera gibi 'besteli' konuşuyorlar. Tiyatrodan farklı tatlar almak isteyen operadan da sıkılanlar için ideal. Ankara DOB'da da bu yarıyılda "Paris Hayatı" ve "Yarasa" operetleri sahneleniyor.
Temsilin konusunu buraya yazmakla ugraşmak beyhude olur çünkü internet sitesinde ayrıntılı bir açıklaması var:
#https://secure.dobgm.gov.tr/opera2013/weser2013.aspx?EserKodu=1720#
Konunun çözümlemesini yapmak istemiyorum çünkü operada konudan ziyade sahne performansı ve beste daha ön plandadır.
Jacques Offenbach'ın yazıp bestelediği 2 perde 2 saatlik temsilin dili Türkçe, bence bu önemli bir avantaj, surekli yazı okumak zorunda kalmıyorsunuz.
Dekoru ve özellikle kostümleri çok çok çok beğendim, çok özenilmiş, sahne geçişleri de çok güzel düşünülmüş. Opera sanatçılarından teatral bir performans beklemiyordum, nitekim bazıları biraz abartılı performanslar sergilese de beklentimin çok üstünde performanslar vardı. İşin opera kısmına gelirsek tüm solistlerin performansı ve sesleri çok iyiydi, özellikle Métella, İsveçli Baron ve Barones, eldivenci Gabrielle öne çıktılar. Orkestraya zaten diyecek bir şey bulamıyorum, Dob orkestraları her zaman harika. (Ve evet Kontrabas oyunundan beri kontrabasçı var mı diye özellikle bakıyorum. ) Danslı sahnelerdeki dansçıların performansını da atlamayayım, oyuna renk kattılar.
Bazı sahneler biraz saçma geliyor mesela eldivenci ve ayakkabıcının karşılıklı opera söylediği kısım gibi. Ama temsilin geneli hem ortada tatmin edici bir konu olmasıyla sürükleyici hem arada duru seslerden opera dinlemekle dinlendirici hem de danslarla hareketli. Siz de temsile bilet alın ve Paris sosyetesinin şaşalı hayatına kendinizi bırakın, kendinizi bırakın ki danslar, müzikler sizi alıp görürsün.
Bu renkli temsilden renkli fotoğraflar:
Operet türünde izlediğim ilk temsildi, hem operet türünü hem de temsili çok sevdiğimi soyleyerek başlayayım. Operet opera ve tiyatro arası bir tür, bazen normal konuşuyorlar bazen de opera gibi 'besteli' konuşuyorlar. Tiyatrodan farklı tatlar almak isteyen operadan da sıkılanlar için ideal. Ankara DOB'da da bu yarıyılda "Paris Hayatı" ve "Yarasa" operetleri sahneleniyor.
Temsilin konusunu buraya yazmakla ugraşmak beyhude olur çünkü internet sitesinde ayrıntılı bir açıklaması var:
#https://secure.dobgm.gov.tr/opera2013/weser2013.aspx?EserKodu=1720#
Konunun çözümlemesini yapmak istemiyorum çünkü operada konudan ziyade sahne performansı ve beste daha ön plandadır.
Jacques Offenbach'ın yazıp bestelediği 2 perde 2 saatlik temsilin dili Türkçe, bence bu önemli bir avantaj, surekli yazı okumak zorunda kalmıyorsunuz.
Dekoru ve özellikle kostümleri çok çok çok beğendim, çok özenilmiş, sahne geçişleri de çok güzel düşünülmüş. Opera sanatçılarından teatral bir performans beklemiyordum, nitekim bazıları biraz abartılı performanslar sergilese de beklentimin çok üstünde performanslar vardı. İşin opera kısmına gelirsek tüm solistlerin performansı ve sesleri çok iyiydi, özellikle Métella, İsveçli Baron ve Barones, eldivenci Gabrielle öne çıktılar. Orkestraya zaten diyecek bir şey bulamıyorum, Dob orkestraları her zaman harika. (Ve evet Kontrabas oyunundan beri kontrabasçı var mı diye özellikle bakıyorum. ) Danslı sahnelerdeki dansçıların performansını da atlamayayım, oyuna renk kattılar.
Bazı sahneler biraz saçma geliyor mesela eldivenci ve ayakkabıcının karşılıklı opera söylediği kısım gibi. Ama temsilin geneli hem ortada tatmin edici bir konu olmasıyla sürükleyici hem arada duru seslerden opera dinlemekle dinlendirici hem de danslarla hareketli. Siz de temsile bilet alın ve Paris sosyetesinin şaşalı hayatına kendinizi bırakın, kendinizi bırakın ki danslar, müzikler sizi alıp görürsün.
Bu renkli temsilden renkli fotoğraflar:
Yorumlar
Yorum Gönder