RUMUZ GONCAGÜL (ANKARA DEVLET TİYATROSU )
RUMUZ GONCAGÜL (ANKARA DEVLET TİYATROSU)
Komedi oyunları beni güldürmüyor dedim ama bu sefer farklı, Rumuz Goncagül kahkaha garantili bir oyun.
Gülsüm ve annesi İnsaf hanım, geçim sıkıntısı nedeniyle evlerinin bir odasını Sıtkı'ya kiralamış. Gülsüm, Sıtkı'dan hoşlanıyor, Sıtkı da ona karşı boş olmasa da olumlu bir işaret de vermiyor. Bir yandan kızını zengin biriyle evlendirip daha rahat yaşamak isteyen annesini dinleyen, bir yandan da Sıtkı'yı beklemekten sıkılan Gülsüm, gazetenin çöpçatan köşesine 'Goncagül' rumuzuyla ilan veriyor. 200'den çok mektup alıyorlar, talip çok olunca onlar da ince eleyip sık dokumak için talipleri iyice eleyip bir de çeşitli oyunlarla tartmak istiyorlar ve eğlence başlıyor. Taliplerin hepsi birbirinden ilginç, hepsi birbirinden komik sahnelere gebe. Orta yaşlı, bakımlı, zengin Halet Nezaki; laz damat adayı Dursun ali; Müfit Mürted, Nuri Alçovari kötü karakter Refik.
Oyunun yazarı Oktay Arayıcı, oyunu 'çağdaş orta oyunu' olarak tanımlıyor. İlk oyunu 'Seferi Ramazan Bey'in Nafile Dünyası'nda yan karakter olarak kullandığı İnsaf Hanım ve Gülsüm'e bu kez başrolü vermiş. 1977'de kaleme alınmış oyunun hala güncelliğini koruduğunu aslında üzülerek söylüyorum, yani kadının toplumdaki konumu ve rolleri pek de değişmemiş. Hala aynı evlilik baskısı, evde kalmışlık etiketi, geçinmek için erkeğe ve parasına ihtiyaç duyulması... Oyun tüm bunların çok keyifli bir eleştirisini sunuyor ama oyun boyunca aslında bunları düşünmeye pek de vaktim olmadı. Tüm karakterler o kadar eğlenceli, danslar ve şarkılarla oyun o kadar hareketli ki... Alışılmış, klişe bile denebilecek karakterler o kadar özgün yorumlanmış ki oyun akıp gidiyor, 2.5 saat nasıl geçiyor anlamıyorsunuz.
Çok karakterli oyunlarda kostümlere, çok mekanlı oyunklarda ışık önemli oluyor. Bu oyunda herkes ışık, müzik, kostüm ve dekor konusunda üstüne düşeni yapmış.
Tüm oyuncular çok başarılı. Gülsüm rolünde Özge Mirzalı "Son Tango" oyunundakinden daha başarılı burada. Sanki kendini bulmuş. İnsaf Hanım rolünde Dilara Keyf Günüç, Halet Nezaki rolünde Nejat Armutçu ve Dursun Ali'yi canlandıran Serkan Ekşioğlu beğendiğim oyuncular. Bence karadenizli bir karakter canlandırmak oldukça zor, şive doğru yapılmadığında eğreti bir performans ortaya çıkıyor, bunun çokça örneğini hem tvde, sinemada hem de sahnede bolca gördüğümden Serkan Ekşioğlu'nun başarısını özellikle vurgulamak istedim. Garson rolünde Oğulcan Arman Uslu'yu da yine karikatürize bir karaktere dozunda komiklik katarak yapaylaştırmadığı için beğendim. Kendisinin performansını Baş Belası oyununda da beğenmiştim ama maalesef iki oyunda da şu an görevli değil. Sanırım sadece Sıtkı'yı oynayan Ötüken Hürmüzlü'yü beğenmedim.
Sonuç olarak komedi izlemek istiyorsanız ilk tercihiniz bu oyun olmalı diyorum, hepinize benden de bol kahkahalar diliyorum ;)
Komedi oyunları beni güldürmüyor dedim ama bu sefer farklı, Rumuz Goncagül kahkaha garantili bir oyun.
Gülsüm ve annesi İnsaf hanım, geçim sıkıntısı nedeniyle evlerinin bir odasını Sıtkı'ya kiralamış. Gülsüm, Sıtkı'dan hoşlanıyor, Sıtkı da ona karşı boş olmasa da olumlu bir işaret de vermiyor. Bir yandan kızını zengin biriyle evlendirip daha rahat yaşamak isteyen annesini dinleyen, bir yandan da Sıtkı'yı beklemekten sıkılan Gülsüm, gazetenin çöpçatan köşesine 'Goncagül' rumuzuyla ilan veriyor. 200'den çok mektup alıyorlar, talip çok olunca onlar da ince eleyip sık dokumak için talipleri iyice eleyip bir de çeşitli oyunlarla tartmak istiyorlar ve eğlence başlıyor. Taliplerin hepsi birbirinden ilginç, hepsi birbirinden komik sahnelere gebe. Orta yaşlı, bakımlı, zengin Halet Nezaki; laz damat adayı Dursun ali; Müfit Mürted, Nuri Alçovari kötü karakter Refik.
Oyunun yazarı Oktay Arayıcı, oyunu 'çağdaş orta oyunu' olarak tanımlıyor. İlk oyunu 'Seferi Ramazan Bey'in Nafile Dünyası'nda yan karakter olarak kullandığı İnsaf Hanım ve Gülsüm'e bu kez başrolü vermiş. 1977'de kaleme alınmış oyunun hala güncelliğini koruduğunu aslında üzülerek söylüyorum, yani kadının toplumdaki konumu ve rolleri pek de değişmemiş. Hala aynı evlilik baskısı, evde kalmışlık etiketi, geçinmek için erkeğe ve parasına ihtiyaç duyulması... Oyun tüm bunların çok keyifli bir eleştirisini sunuyor ama oyun boyunca aslında bunları düşünmeye pek de vaktim olmadı. Tüm karakterler o kadar eğlenceli, danslar ve şarkılarla oyun o kadar hareketli ki... Alışılmış, klişe bile denebilecek karakterler o kadar özgün yorumlanmış ki oyun akıp gidiyor, 2.5 saat nasıl geçiyor anlamıyorsunuz.
Çok karakterli oyunlarda kostümlere, çok mekanlı oyunklarda ışık önemli oluyor. Bu oyunda herkes ışık, müzik, kostüm ve dekor konusunda üstüne düşeni yapmış.
![]() |
Nejat Armutçu |
Teşekkür ederim ödevim için çok işe yaradı.
YanıtlaSil